-
1 zaman aşımı
Verjährung f -
2 zaman aşımı
مهلة [مُهْلَة]Anlamı: süre aşımı, müruruzaman -
3 zaman aşımı
да́вность, срок да́вности -
4 zaman aşımı
n. prescription, negative prescription* * *1. time out 2. timeout -
5 zaman aşımı
dem borîn -
6 zaman aşımı
срок да́вности, да́вность -
7 zaman aşımı
مهلة -
8 zaman aşımı ile hak kazanmak
v. prescribe -
9 zaman aşımı ile kazanılan hak
n. prescription, positive prescription -
10 zaman aşımı ile kazanılmış
adj. prescriptive -
11 zaman
I а1.1) вре́мяzaman ımızda — в на́ше вре́мя
zamanında — во́время; ко вре́мени
zaman adamı — совреме́нный челове́к, челове́к своего́ вре́мени
zamanını almak — отнима́ть вре́мя у кого
biraz zaman ınızı alabilir miyim? — могу́ я отня́ть у вас немно́го вре́мени?
zaman geçirmek — а) проводи́ть вре́мя; б) теря́ть вре́мя
zaman geçirmeden — не теря́я вре́мени
zaman geçtikçe — со вре́менем
zamanı gelmiştir — наста́ло вре́мя (делать что-л.)
zaman kazanmak — вы́играть вре́мя
zaman kollamak — вы́ждать вре́мя
2) геол., ист. эпо́ха; пери́одzamanı kadimde — в дре́вние времена́
dördüncü zaman — четверти́чный пери́од
3) пора́; сезо́нçocukluk zamanı — пора́ де́тства
gül zamanı — пора́ цвете́ния роз
4) грам. вре́мяzaman zarfları — наре́чия вре́мени
geçmiş zaman — проше́дшее вре́мя
gelecek zaman — бу́дущее вре́мя
geniş zaman — ао́рист
5) в разн. знач. тактzaman ölçüleri — муз. та́кты
2.с формой на -dık/-acak передаёт содержание придаточного предложения времениAtatürk Samsun'a ayak bastığı zaman — когда́ Ататю́рк при́был в Самсу́н
◊
zaman aşımı — IIа1) гара́нтия; руча́тельство, поручи́тельство, пору́ка2) возмеще́ние (убытков), компенса́цияzaman altına almak — обеспе́чить (гаранти́ровать) возмеще́ние убы́тков
-
12 aşım
-
13 müruruzaman
→ zaman aşımı Verjährung f
См. также в других словарях:
zaman aşımı — is., huk. Süre aşımı Bu yargıcın zaman aşımı diye bir kavramdan haberi yok anlaşılan. T. Yücel … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
müruru zaman — zaman aşımı; bir davanın açılması veya hükmün yerine getirilmesi için kanunen belirli zamanın geçmesi … Hukuk Sözlüğü
süre aşımı — is., huk. Bir işin üzerinden belirli bir zaman geçerek onun geçersiz kalması, zaman aşımı, müruruzaman Bazı borçlar süre aşımına uğrayabilir … Çağatay Osmanlı Sözlük
süre aşımı — Bir işin üzerinden belirli bir zaman geçerek onun geçersiz kalması, zaman aşımı, müruruzaman … Hukuk Sözlüğü
aşım — is. 1) Aşma işi 2) Erkek hayvanın dişisiyle çiftleşmesi Hayvan aşım istasyonu. Birleşik Sözler süre aşımı zaman aşımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
literature — /lit euhr euh cheuhr, choor , li treuh /, n. 1. writings in which expression and form, in connection with ideas of permanent and universal interest, are characteristic or essential features, as poetry, novels, history, biography, and essays. 2.… … Universalium
süre — is. Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız. T. Oflazoğlu Birleşik Sözler süre aşımı süreduran süredurum süreölçen süreölçer … Çağatay Osmanlı Sözlük
müruruzaman — is., huk., esk., Ar. murūr + zamān Süre aşımı … Çağatay Osmanlı Sözlük